BUYRUN..

HOŞ GELDİNİZ :) ARKANIZA YASLANIN VE TADINI ÇIKARIN..

16 Mart 2013 Cumartesi

İÇİ DIŞI BİR DÜNYALI ( Bir kaçırılma hikayesi)

Anneannem, ben , Dilek evin önünde oturuyorduk. Gök yüzündeki bir kaç parlak ışık dikkatimizi çekti. Onların dans eder gibi yaptıkları hareketleri seyrediyorduk. Ve bir tanesi bize doğru yaklaşmaya başladı.

Anneannem korkmuştu.. Dilek de öyle. Ama ben merak ediyordum. Neydi ki bu?. İnsanların kaçırılma hikayelerini bir çok videodan, belgeselden dinlemiştim. Hatta en son şu Rusya'ya düşen meteorun yönünü ufoların değiştirdiği iddalarını da okudum. İlginç... Eğer böyle bir şey varsa, o kahramanla tanışmalıydım.

Büyük parlak ışık herkesin gözü önünde bir kelebek zarafetiyle yere kondu. O kadar parlaktı ki , Güneş'in Dünya'dan büyük ve sıcak olduğunu bilmesek, yere konanın Güneş olduğuna neredeyse emindik.

Anneannem ve Dilek eve girmemiz gerektiğini düşünüyorlardı , hızlı adımlarla eve doğru ilerlemeye başladılar. Ben  uygun bir dille (bırakın beni ya gelmiceeemm.. ala alaa) onlara gelmek istemediğimi anlattım. Onlar da bu durumu olumlu karşıladılar ( aman ne halin varsa gör salak !).

Işığa doğru yaklaşmaya başladım.. Yaklaştıkça ışığın bir gemi olduğunu görebiliyordum. "İşte Rusya'nın kahramanı orada " diye söyleniyordum ki kapı açıldı. Gemiden yere doğru yürüyen merdivenleri andıran bir sistem yavaş yavaş indi. İçinden 4 kısa boylu, gri, büyük gözlü uzaylı indi.

Onları ürkütmek istemiyordum, ya da onlar beni ürkütmek istemiyordu.. Sadece birbirimize bakıp inceliyorduk. Korkmuyordum..Sanırım birinin bu sessizliği bozması gerekiyordu. " Hoş geldiniz. Valla düştünüz mü, indiniz mi bilemedim ben. Bir şeyiniz yok ya..?" dedim. Cevap vermediler, birbirine bakıyorlardı. Türkçe bilmediklerini düşündüm, ama uzaylıca da ben bilmiyordum. Sanırım üzerimde bu ezik durumun baskısıyla daha yüksek sesli konuşmaya başladım.." Nereden geldiniz? Andromeda'dan mı? Niye geldiniz? Çay ister misiniz? Çaayy, çayy... İçilirr..(elimle içiyormuş gibi yapıyordum)".dedim..
Ama sanırım onları en çok " Andromeda" kelimesi etkilemişti. Heyecanla birbirine baktılar ve bana ellerini uzattılar. Bu fırsatı kaçıramazdım.

Onlarla birlikte gemiye bindim. Geminin üzeri saydamdı ve her yerde renkli düğmeler vardı.

Gemide 4 koltuk vardı. O 4 uzaylı bu 4 koltuğa oturdular ve hepsi kulaklarına bir cihaz taktılar. Birden "Hoş geldin" diye bir sesle irkildim. Kendi etrafımda 360 derece döndüm ama kimse yoktu." Türkçe bilen bir uzaylı olmalı" diye düşünüyordum. "Hayır dilinizi bilmiyoruz. Şu an telepatik bir güçle konuşuyoruz seninle. Seni anlayabiliyoruz, sen de bizi anlayabiliyorsun. Çünkü gemi tercüme ediyor." dedi ses, ben irkildim. Ne düşündüğümü nereden biliyorlardı bunlar. Aslında verdikleri cevap çok açıktı, ama ben sadece " Hayır diliniz bilmiyoruz.." kısmını dinlemiştim. Diğer söylediklerini korkudan duymamıştım bile. Evet korkmaya başlamıştım.

Onları uzaktan inceliyordum. Dördünün de yüzü bana dönüktü, benimle konuşuyorlardı; ama ağızları oynamıyordu. "Andromeda'yı nereden biliyorsun?" dedi bir ses. Cevap vermeden önce acaba hangisi sordu diye düşünüyordum. Ona göre kim sorduysa onun yüzüne bakarak cevaplayacaktım. Bilmediğim için gözlerimi şaşı yaptım (dördünü de görebiliyordum bu şekilde) " Andromeda'dan gelen UFO diye bir kitap okumuştum da ben. Yoksa nereden bileceğim. Doğru söyleyin beni kaçıracak mısınız? Hem neden geminize aldınız ki? Üstümde deney filan mı yapacaksınız?" dedim. Bana gülüyorlardı. ( yüzlerinde bir gülümseme yoktu. sadece benim duyduğum ses kahkaha atıyordu. Ne kadar korkunç bir durum anlatamam. Sanırım tercüme eden gemi gülüyor bana diye düşündüm.)

 "Senin üzerinde bir deney yapmak istemiyoruz" dediler. "İnan , seni gemiye niye aldık hiç bir fikrimiz yok. Genelde zeki insanları gemiye alırız, inceleriz.". Zoruma gitmişti bu. " Ben çok zekiyim ki hem. Beni bir inceleseniz var ya.. Ohoo.. Benim içimden ne cevherler çıkar. Heheyytt bee.." dedim. Birbirlerine bakıyorlardı. Onları etkilediğimi düşünmeye başlamıştım. Bir tanesi ayağa kalktı, bana doğru yaklaştı. Etrafımda bir tur attı, beni inceliyordu. Bir süre sonra yerine oturdu. Yanındakilere baktı, sonra hep birlikte bana baktılar. "Senin için, dışın bir kızım.." diye tercüme etti gemi, kahkaha atmaya başladılar.

Nefes alamıyordum..Bu sefer kahkaha atarken yüzlerinde bir tebessüm vardı, anlaşılan yaptıkları espriyi beğenmişlerdi. "Siz daha Türkleri tanımadınızzz. Ben de Andromeda'yı işgal etmessem bana da Kaybakam demesinler " dedim. Kahkaha sesler yükselmeye başladı. Anlaşılan benim yaptığım espriyi daha çok beğendiler.
Ter içinde uyandım. Hemen ışığı açtım, nerede olduğumu görmek istiyordum.
Odamdaydım, "Çok şükür" dedim. Bir daha asla uzay gemisine binmeyeceğime yemin ettim..

2 yorum:

  1. Çok güldüm yaa.. Hayal gücünüze bayıldım..:) Lütfen yazılarına devam ett.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Beğendiğinize sevindim.

      Sil