BUYRUN..

HOŞ GELDİNİZ :) ARKANIZA YASLANIN VE TADINI ÇIKARIN..

28 Ocak 2014 Salı

DANSA DAVET..


(müzik eşliğinde lütfenn)

Ellerini tuttu ve dansa kalktı. 

Daha önce dans edebildiğini bilmiyordu kız, belki de hiç bu kadar hızlı hareket etmemişti. Belinde hissettiği yabancı el onu sanki gökyüzüne yükseltiyordu. Uçuyordu, uçuyordu, uçuyordu..

Kanatları yoktu , ama vardı da.. Kendini hiç bu kadar özel hissetmemişti kız ve genç adam hiç kimseyle bu kadar uzun dans etmemişti. Tek kelime etmiyorlardı , sadece gözleri konuşuyordu ikisinin de..Ve bedenleri.. Hiç bu kadar sıcak olmamıştı...

Yorulmamıştı genç adam, yorulmamıştı güzel kız ve zaman her zamanki gibi hızla akıp gitmemişti.. Sadece bir şey olmuştu o anda, ikisine de aynı anda..

Müzik sustu, beden durdu ama gözler her şeye inat konuşup dans etmeye devam ediyordu. 

ZIrrrrrrrrrr.....zIrrrrrrr.......Çalar saat sesine uyandı kız. Boş tavanda gözlerini gezdirdi, uyanmak istemiyordu, tekrar uyusa rüyanın devamını görebilir miydi;? Peki o genç adam, gerçek hayatta var mıydı?. Peki bu rüyanın anlamı neydi?

İki dakika sonra annesi odaya girdi ve kızının alnına sıcacık bir öpücük kondurdu. " Günaydın Prensesim"
Kapının arkasında katlı halde duran tekerlekli sandalyeyi kurdu ve prensesini nazikçe oturttu. 

Ve tekrar müzik çalmaya başladı..

Ama bunu bir tek güzel kız duyabiliyordu. Kalbinde çalan ritimle dans ediyordu ama bunu bir tek o görebiliyordu ve o genç adam.. Onu yanında hissediyordu. Bunu kimseye söylemedi. Söylemek istemedi. Sadece gülümsedi..






26 Ocak 2014 Pazar

BENİM ADIM ÇOCUK




Merhaba,

Benim adım Celil,
Benim adım Ahmet,
Benim adım Muhammed,
Benim adım Abbas,

Henüz 7 yaşındayım , sanırım hayatımın son dakikalarını yaşıyorum. 
Gözümün önünden geçen film şeridi kısa sürdü benim,
Baş rollerde annemin oynadığı bir film.
Sahi,
Annemm..

Nasıl geldim buralara,
Bir ara sokak aralarında arkadaşlarımla oynadığımı hatırlıyorum,
5 yaşındayım,
Elimde bir sopa var..
Askermişim ben ve tabi onlarda..
Koşturuyoruz bir sağa, bir sola
Kimse vurulmazdı bizim oyunlarımızda,
Yaralananlar olurdu , onları taşırdık..

Şimdi ise asker olan arkadaşlarım yok,
Oyun yok,
Çocuk yok,
Hayat var.
Gerçek askerler var,
Ve ben artık askerleri sevmiyorum.


Annemi özlüyorum ben,
Babamı özlüyorum,
Kız kardeşim Hanife'yi özlüyorum,
Sanırım kavuşuyoruz,
Tekrar bir aile oluyoruz.

Benim adım ÇOCUK
Ve ben,
ÖLÜYORUM..

11 Ocak 2014 Cumartesi

KALABALIKTAKİ HİÇ KİMSE OLMAYAN TEK İNSANA İTHAFEN YAZILMIŞTIR...


Ne de güzel gülümsüyorsun..Gözlerinin içi gülüyor sen gülünce. Sen kim olduğunu iyi biliyorsun , bırak anlatayım da herkes bilsin.:)

Bir sen vardın bir de ben.. Vardı tabi birileri daha ama kimin umrunda.. Söyledim ya; bir sen vardın bir de ben... Sanırım dünya dönüyordu, zaman akıyordu ben farkında bile değildim.. Sahi, ne kadar çabuk geçmiş zaman ve ben seninle ne kadar da büyümüşüm..

Düşünüyorum seni ve daha düşünürken bile gülümsüyorum. Bu yine iyi benim için.. İlk zamanları hatırlıyorum da, sen aklıma gelince daha çok utanıyordum. Yanımda oturan annem ya da karşımda oturan babam seni düşündüğümü fark ederler diye hemen aklımdaki hayalini dağıtıyordum.. Düşün yani, ben bu kadar küçüktüm :). Ama sen içimde meğer ne kadar da büyükmüşsün.

Herkes aşkın tanımını yapıyor. Belki sıradan bir şeyler yazsam ben de tanımını rahatlıkla yapabilirim ve sanırım bir kaç yazımda da yaptım. Ama şu an bu yazıyı sana ithafen yazdığım için midir bilmem, aşkı anlatacak kelimeler bulamıyorum.. Sıradan bir tanım değil aşk. Ya da bu ne ise sana hissettiklerim, bunu  anlatacak hiç bir  kelime yok. 

Aşkı anlatacak kelime bulamayınca , ben de refleks olarak sana yoğunlaşıyorum. Seni anlatacak bir kaç kelime bulabiliyorum en azından. Hatta bir tanesi var ki kendimi aşmışım gerisini sen düşün :D;
"Hiç kimsemin olmadığı kalabalığın içindeki, hiç kimse olmayan tek kişi sensin."( Edebiyat yapmaya çalıştımm:D). Ne yapayım, romantik olmaya çalışıyorum ama bir yerden sonra Kaybakam geri dönüyor.

Çoğu zaman romantik olamıyoruz biliyorsun , bu işler kesinlikle bize göre değil.:). Ama biz çok güzel dost, sırdaş, aile, eş olabiliyoruz.. 

Biliyor musun? 
Biz en güzel sevmeyi becerebiliyoruz..:)


10 Ocak 2014 Cuma

PARA VERSEN BİR DAHA ÇIKMAZ..:D

 Bakın size neler göstereceğim..:)



Hımm..:).. Yukarıda görmüş olduğunuz eseri, vallahi de billahi de ben yaptım :D.. Ama nasıl yaptım bilmiyorumm.. Sanırım İnsanın canı sıkılmaya görsün.. İçimdeki cevheri durduramadım gari.. Ama henüz bitmedi ki:).  Bu eserimin adını MANDA GÖZÜ koydum..:D


Efenimm;


Sol tarafta görmüş olduğunuz eseri de bizzat kendi ellerimlen yaptımm..:)  Bu eserimin adını, "Hilal" koyuyorum..Hi-lal. "lal" kısmı "lan" gibi düz "a" ile okunuyor.

 Hey maşallah maşallahhh :).











Sağ tarafta görmüş olduğunuz eserimde ise ; "Genç bir kızın dramı"nı  ele almak istemiştim.. Ama ala ala küçük bir çocuğun bir şeker ya da ne bileyim bir çikolata için ağlar gibi bir halini çizebildim. Ama siz içten içe bilesiniz ki  genç bir kızın ardında bıraktığı gözyaşlarından başka bir şey değildir anlattığım :(
















SoN...:)

4 Ocak 2014 Cumartesi

BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİİİMMM, BELKİDEEE..:D


Bir şey sorcam.. Valla kızmayacam ya.. Ama harbi, delikanlı gibi cevap verin;
Hiç düşündünüz mü " Yahu bu kız nerede, neden yazmıyor?" diye ya da ne bileyim eksikliğimi fark ettiniz mi?. Hiç mi bir boşluk hissetmediniz :(..Yıkıldımmmm...

Yıkılmadım, ayaktayım
Dertlerimle başbaşayım,
Zalimlere,
Kötülere,
Yenilmedim buraaadayımm...

Hahaha :):).. Valla geldim ve yazmayı çokkk özledimmm.. İnanın sevgili minicik ( varsa eğer) okur kitlem, o kadar meşgulüm ki şu aralar ve final haftasına giriyorummmm... Allah'ımmm !.. Son sınıf olmak çokk zorrr...:( Ama yine de" yazacağım" dedim yaa.. "Allah allahh !.. " diyerekten başladım içimi sizlere dökmeye..:)

Yazılacak o kadar çok şey birikti ki, ama ben bu yazıyı günlük gibi tutmak istemiyorum.. Aslında ne yapmak istediğimi ben de bilmiyorum.. Sadece yazmak yazmak istiyorum ama öyle de "Lap" diye de yazılmıyor hani..

Heee...Bu arada bu yılın ilk yazısı demi ya..Ohaa... Şöyle bir maşallah'lı bir şeyler mi yazssaydım , kırmızı kurdele mi kesseydim , napsaydım arkadaşım inan bilemedim. Tamam tamam bir yerden başlayacağım.

Başlıyorummm :)

Yahu ne zorlandım bu sene bu kadar bilmiyorum. Sanırım biraz fazla rahattım,şimdi biraz daha az rahatım.. Bu da haliyle beni rahatsız ediyor. Yani önceki seneler biraz rahatsız olsaydım, şimdi belki biraz daha rahat olabilirdim.. 

Yine karışık cümleler kurmaya başladım. İnanın kafam da cümlelerim kadar karışık, uyku düzenim bozuk,
"Okuyom ben ya " modundayım hani.." Neden böyle oldum?" dedim anneme , "Nazar" dedi . Anneme kalsa hastalıkların ana nedeni nazar zaten, anlamadım ki. Nazar ilacı diye bir hap çıksa, annem her hastalandığımızda onu yedirir, içirir, iki okur üfler tamam işte yallah. Sanırım zamana ihtiyacım var, daha sonra her şey yoluna girecek ben biliyorum.

Bu arada şu an proje ödevi yapmam gerekiyor ama ben neden blog yazıyorum bilmiyorum.Aslında biliyorum..:(.. Ben ödevi yapmamak için elimden geleni yapıyorumm...Keşke bu keskin zeka ve enerjimi ödev yapmakta kullanabilsem. Ama vicdanım da rahat yani.. Nasıl işse.. Yumurta kapıya dayanmadı ya.. Ah ahh.. İnsan yedisinde ne ise yirmi dördünde de odur.. Hİİİİ... 24 mü?.. Off off.. Zaman su gibi akıp gidiyor vallahi..Daha bir kaç gün önce  23tüm..:(

Yanlış anlamayın yaş takıntım yok aslında, ama yine de büyümüşüm hani bunu fark ettim..Eder etmez de tüylerim tiken tiken oldu.. Galiba yavaştan takıntı yapmaya başlayacağım.. Heee.. Demekki bu işler böle başlıyomuşş. Vayy be..

Sizlerle konuşmayı özledim ben yahu.. Acaba siz kimsiniz?...:)

Neyse... Şimdilik burada keseyim, ödev yapayım ben .. Ama önce müzik dinleyeyim de bir sonra hemen başlarım.. Sonra da uykum gelir mi dersin? :D.. AMMANNNNN... Yarın yaparımmmmmmmm:P..



Bu da hepimize gelsin ...:)