BUYRUN..

HOŞ GELDİNİZ :) ARKANIZA YASLANIN VE TADINI ÇIKARIN..

29 Mart 2014 Cumartesi

ÇİPETPET


" Neşterim nerede?" dedim. " Kızlara vermiştin ya. Kantine giderken alıver kızlardan da bitirelim artık şu kuşu" dedi Domates.

Mayışmış bir halde merdivenleri ağır ağır çıktım. Ümran'la bloğun önünde buluştuk. "Unutmuşuz canım ya . Maket bıçağı bizim çantada kalmış. Geçen gün demiştim Pelin'e." dedi.. "Önemli değil "dedim, olay mahalinden uzaklaştım.

Kısa bir süre sonra kantindeydim. Bilinçsiz bir şekilde aldığım tatlı kokolarla gözgöze geldim..( Amacım sadece nescafe almaktı).. Geri bırakmak istemedim. Demekki canım istemişti. Canımımı kıracam canım..

Tekrar bloğa döndüm. Domatesim beni kapıda bekliyordu..

"Şeyyy....Bize koko mu aldın? " dedi.. " Evet Köy Domatesim" dedim. Yaklaştım ve yanına avcuna 5 tale (tl) sıkıştırdım.. "All.. Koy cebine gençsin.. Bi ihtiyacın olur" dedim.. Son kalan 10 talemi de gururla cebime koyarkene Domatesimden cılız bir ses çıktı; "Şey.. Bu sende kalsın , ihtiyacım olursa alırım" dedi.. Şöyle bir onu süzdükten sonra, son 80 kuruşu kalmış domatesime tekrar parayı uzattım.. " Biz kardeşiz.. All" dedim.. O da pek bi cilveli ( kAŞAR YA:):):) )) " İstemem" dedi.. Dayanamadım; " Kızım karşına eli bıçaklı bir deli çıksa, 'ya paranı ver ya canını' dese, sende para yok ki.. Mecbur canını verecen adama ." dedim.." Ama param olursa çok fazla harcıyorum bu sefer" dedi. Ben dayanamadım bastım kahkayı..." Kızım 5 talenin nesini har vurup harman savuracan len?" dedim.. Birlikte güldük..

Domates, Çarliston biber, ben ve Leyla masaya oturduk.. Tamamlamamız gereken taslak halindeki kuşu önümüze aldık başladık yapmaya.. Bilmiyorum duydunuz mu hiç? Kağıt kıvırma sanatı diye bir sanat var..Ben seçmeli dersini 'Görsel Sanatlar' seçince, saolsun kızlar da bana yardım etmeye karar verdiler..  Efenim benim amacım " Anka kuşu"yapmaktı.( Farkımı belli edecem ya...)... Ama benzeye  benzeye tavus kuşu mu desem, papağan mı desem..Kuşa benzedi de 'Anka Kuşu' değil vesselam..Yaptık bir şeyler işte.. Tam olarak şu yazıyı yazdığım saattlerde bitti.. Belim yanım koptu vallahi.. 

Öğrenci olmak bu olsa gerek.. Bu gün daha iyi anladım, bir daha bu günlerimi mumla arasam bulamam.. Hep birlikte şarkılar, türküler söyleyerek ( Youtube kapandığı için valla.. Vediğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz) bitirdik kuşumuzu.

" Güzel oldu." dediler hep bir ağızdan.. Ben de beğendim ne yalan söyleyeyim. Dedik buna  bir isim koyalım.. Çaliston Birberin kararıyla en son "Çipetpet" koymaya karar verdik.:)..

İyi ki doğdun ÇİPETPET.

Not: Yazımın baştaki fotoğrafla hiç bir alakası yok biliyorum, ama beni gülümsettiği için bu fotoğrafi tercih ettim :D..

26 Mart 2014 Çarşamba

NE YAPAYIM BEN BÖYLEYİMMM...:)

Bagırmak !!...
Avazı çıktığı kadar....
Aaaaaaaaa...

Ohh...:).. Rahatladım ki:):).. Dostlarım kpssye gömülmüş durumdayım.. Yazılarıma yine ara verdim..:(.. Ama bana da hak verin.. Ekmek artık aslanın agzında değil, midesinde bile değil.. Ayakkabı kutusunda:);)... (Anladın sen)

Amann.. Boşver şimdi bu konuyu.. Ne anlatacaktım yahu.. Heh.. Şeyy.. Dünden beri oda arkadaşım Patates, bir şarkı dinliyor.Allah allahhh... Bagıra bagıra söyleyesi geliyor insanın.. Ama benim psikolojin durumumla vallahi bi ilgisi yok ki:).. 



Bu şarkıyı ben kpss için söylüyorumm; öhöm öhm..

"Yarın hatrımı sorsan ne olurrrrrrrr,
Bu gün hevesimi kırdın bir kere,
Gitme dememle kalsan ne olurrr,
Gönlün çoktan yola çıkmış bir kere.."

Allah Allahh !... :D.. Çalış çalış çalış.. Yine yok yine yok.. Olmuyor olmuyorr. İnan ki sinirden gülüyorum, merak etmeyin iyiyim.. 

Son yazılarımda biraz isyankar olabilirim kaybaklarım, şimdiden "ay em sori".. İnşallah en kısa zamanda mutlu mesut yazılarıma döneceğim:).. 

Çok monoton bir hayat yaşıyorum bu aralar,ne deyim. Kitaplar mı beni okuyor, ben ki kitapları okuyorum anlayamadığım zamanlar oluyor düşünün artık.. Kitabın yerine koyuyorum kendimi, sözlerini duyar gibi oluyorum; "Mal bu kız ha.. Hayır yanii hala ne diye üzerimi dördüncüye beşinciye çiziyorsun ki?.. Senin kapasiten bu kızım.. Kpss sana ağır gelir.. Yıpratma beni.. Çek ellerini yakamdan..".. 

Ama ben ısrarcıyım ve de hırslı ( sayılırım yani).. Yapabilirim ki hem .. Biraz zaman .. Değil mi?.. 

Bahanem de hazır ha; "Daha konuların hepsini bitirmedim ki hem".. Yoksa neden düşük puan alayım .. Değil mi?.. Off off... 

Canım oda arkadaşlarım domates, patates, salatalık ve biber (çarliston) bana çok destek oluyorlar , haklarını ödeyemem tabiiki.. Canım aşkım Batman'i de unutmak ayıp olur.. Tabiii annem, babam, kardeşlerim.. Buradan tüm aileme arkadaşlarıma, beni destekleyen herkese selamlarımı gönderiyorum..:):D..

Ne deyim a dostlar.. :) Yazmaya bayılıyorum.. Kendim oluyorum, tam olarak ben neysem o.. İleride torunlarım, çocuklarım bu yazılarımı okurlarsa ;" Neneme bak bee... ohaaaa..." desinler istiyorum.. Torunlarıma nenelerini en iyi ben anlatırım heralde:).... Buradan canım torunlarıma da selamlarımı yolluyorum, çok öpüyorum..:D.. haha.. 

Haydi ben kaçtım:).. TAYTİİİİ...



14 Mart 2014 Cuma

SENİ KİMSE DURDURAMAZZ ! (Öğrenci)

Başarabilirsin !

Sen farklısın, diğerleri gibi değilsin.  Güçlüsün, en büyük sırlarını hala kimse öğrenememiş ve sen hala en güvenilir kişisin.

Hayallerin var senin ve sen hala rüya görebiliyorsun. Senin ellerin hala tertemiz, herhangi bir pisliğe bulaşmamışsın. Söyler misin; sen başaramazsan kim başarabilir?

Hakkı olanın elinden hakkını zorla alanlar mı, yoksa çaktırmadan tabiri caizse "Saman altından su yürütenler" mi?

Fakir ama gururlu olan sensin. Sen başaracaksın ve biz seninle gurur duyacağız.. 

Başarabilirsin.. Değil mi?

Unutma, Seni kimse durduramaz... Sen özelsin..


6 Mart 2014 Perşembe

GAGASIĞI ALDIĞIM PARTİSİ...:)...(Rakip Tanımam)


"Seç beni seç beni seeeçççç" benim sloganım efenimm.:)

Bendeniz Kaybakam Hanım, "Gagasığı aldığım" partisin başkanı olarak size kendimi tanıtacağımm..
Efenimm; biz de yanlış olmazzz.. Ben size neler yapacağım bir bilseniz var ya, ah var ya.. Siz daha durun durun .. İyi günleriniz bunlar..

Biz GP(Gagasığı Aldığım partisi) olarak sizi süründüreceğiz.. Gördüğünüz gibi parti ismimiz pek bir manidardır. Biz sizin bebekliğinizi biliriz efendim bebekliğinizi.. Yokmuş efendim 18 yaşını doldurmuş veletler oy kullanacakmış.  "Oldu Paşammm" dememek için kendimi zor tutuyorum.. Yok öyle önüne gelen oy kullanacak. Ben başa gelirsem oy kullanma yaşını 99' a çıkarmayı düşünüyorum. Neden başkanım diyeceksiniz.. Ben de size diyecem ki; " La siz ne anlarsınız başkanın iyisinden.. Seçemezsiniz, yok efenim yanlış seçersiniz. Sizin yerinize biz oy kullanırız anacımm. " . Unutmayın her şey sizin iyiliğiniz için..

Diğer bir vaadim size yalan asla söylemem.. Bak söylüyor muyum?.. Açık açık size diyorum ki; BİTTİNİZZ..Bir kere ben bu devletin başkanı değil miyim?. Parasını ben yerim, içerim, çoluk cocuğuma yediririm bir güzel, kolu-komşu akraba derken.. Ohh miss.. Siz de ekmek bulamazsanız pasta yiyin efendim. Bu kadar açık..

Sonra burası benim bölgem.. Evden çıkma yasağı ilan edeceğim canım halkım.. Ama hepsi sizin iyiliğiniz için canlarımmmmmmmmmııııımmmm:).. Diyeceksin neden başkanım?.. E ben en iyisini bilirim de ondan ayoll.. Paşa gönlüm öyle istiyor yapacağım işte.. Hahahahaaaayyy... 

Sonra, yargı, hukuk, adalet, savunma.. hepsini yasaklıyorumm.. Kim ne isterse yapabilir.. Özgürsünüüzzzz.... Amaaa.. Bakın kocaman bir AMAA diyorum.. BANA DOKUNMAYANA YILAN BİN YAŞASIN. Aslında şu anda paşa gönlüme bir kulak verdim de, kendileri diyor ki; " Al ayoll askeri, polisi dik kapına. Bir tek seni korusunlar.. Bir tanecik başkanları var..". Benim de bir tanecik paşa gönlüm olduğuna göre, kusura bakmayın anacımmm kıramıııcammm..

Daha ne istiyorsunuz yahu, Allah'tan belanızı mı?.. Seçin beni işte:).. Dürüstçe konuşuyorum size.. Ben de yalan yok.. Ne vaad ettiysem yapmazsam namerdim uleynnn !.. "Ben Lafa değil, icraata bakarım" diyorsan, tamamm..:). Seç sen.. Onu da hallederiz.. :D..

Yahu yorulduk be.. Kime sığınalım .. Hiç samimi değilsiniz.. Hiç biriniz.. Hiç biriniz... ..Banane.. Ben de olabildiğimce samimi olacağım size inat.. Oyum Gagasığı Aldığım Partisine..:D..

Son bir tebessümm:)








4 Mart 2014 Salı

ŞİZOFREN HAYALET


"Annemi kıramam" dedi Kaybakam. Annesi onun için her şeydi. Ne istese yapabilirdi annesi için. Zaten kimse onlara önem vermiyordu ki şu yalancı dünyada. İki kimsesiz hayalet dolanıp duruyorlardı annesi ile etrafı.

Küçük gösteriler yaparak para kazanıyorlardı. Annesi küçük küllük gibi bir şeyin içinde yaşayan bir hayaletti. Gazino gibi bir yerde annesiyle sihirbazlık gösterileri yapıyorlardı. Kaybakam da bir hayaletti ama annesi gibi küllükte yaşamıyordu. O Normal insanlar gibi yürüyordu, konusuyordu. Uçabildiği de söylenemezdi. Daha çok gösteriyi annesi yapıyordu anlayacağınız, öyle para kazanıyorlardı.

İnsanlar korkmuyor muydu? diyeceksin. Korkmuyordu efendim, bunlar kendi halinde hayaletcikler. Kime ne zararları var. Hem ölüden değil diriden kork demiş atalarımız unutma. Nerede kalmıştık, heh..

Bir gün kaybakam gönlünü bir faniye kaptırmış.. Hem de ne fani..  Ama o bir hayalet ki elden ne gelir. Gösteri sırasında çocukla göz göze gelmemek için elinden geleni yapmış. Ama kader bu ya, bir oyun etmiş yakalamış onun gözlerini, genç adamın yüreğine bağlamış.

Gösteriden sonra kaybakam her zamanki gibi yıkık dökük evlerine gidecekken, bu genç adam önlerini kesmiş. "Merhaba " demiş. Kaybakam: "Merhaba" demiş ama sesini kendisi bile duymamış. " Bir şeyler içmek ister misiniz?" demiş genç adam, "Olur" demiş kaybakam.. Birlikte bir cafeye oturup konuşmaya başlamışlar:

" Adın ne?"
"Kaybakam. Ya senin?"
" Sadık. İlk defa izledim gösterinizi, bunu nasıl yapabiliyorsunuz?"
"Şeyy.. Biz.. Yani annem ve ben.. Ölüyüzz"
" Biliyorum. Bu çok üzücü. Ne zaman öldünüz?"
" Bilmiyorum. Hatırlamıyorum. Çok hastalanmıştım. Annemi görmeye başladığımdan beri ölüyüm sanırım."
" Anladım. Ne denir bilmem ki?. Başınız sağolsun ." demiş genç ve ikisi de kahkaha atmaya başlamışlar. Sanırım bu iki iyi arkadaş olduklaı günmüş.

Gel zaman , git zaman genç adam da kaybakama aşık olmuş.. İkisi de birbirine itiraf edemeseler de, adını koyamasalar da bunu bir şekilde belli ediyorlarmış. O kadar belli oluyormuş ki kaybakamın annesi de bu durumu fark etmiş.

" Neler oluyor kaybakam bu adamla böyle?"
"Anne biz sadece arkadaşız. Bir şey olduğu yok.."
" Seni kullanmaya çalısıyo o çocuk. Ya başına kötü bir şey gelirse."
" Anne ölümden kötüsü daha ne olabilir?"
" Olmaz kaybakam, görüşmeyeceksin"
"Ama..."
" Bu konu burada kapandı. Hem çok büyük bir gazinodan çok büyük bir teklif aldım. İlk gösteriye sen çıkacaksın.. "
" Anne ben uçamıyorum ki?"
" Uçabilirsin. Ben sana öğreteceğim o gün.."
" Nasıl?"
" Bir bidon benzin içip, yanan bir kibrit yutacaksın. Hem o zaman tam bir hayalete dönersin bari. Böyle fani gibi ortalarda dolaşmazsın. Anlayamıyorum ki sen nasıl bir hayaletsin ki duvardan geçemiyorsun, uçamıyorsun, yemek yiyorsun, bişiler içiyorsun?"
" Bilmiyorum. Hem belki ölmemişimdir?"
" Öldün kızım sen . Ben gözlerimle gördüm?"
" Nasıl öldüm peki?"
" Orasını karıştırma sen. O gösteriye çık , o zaman şüphen de kalmaz zaten."

Gösteri günü geldiğinde kaybakam korkuyormuş. Ölü insan ölümden korkar mı?. Ama annesi?. Annei yalan söyleyecek değil ya. Ama ya ölü değilsem?. Bunun geri dönüşü de yok. Sadık.. Keşke ölmeden önce seni tanısaydım.

Sahneye çıktığında vücudunun titrediğini herkes görebiliyormuş. Ama kimin umrunda. Ölü o.
Yürümüş , yürümüş , yürümüş sahnenin ortasındaki benzin bidonunun yanına kadar. Arkasına bakmış, annesi " Hadi.." der gibi işaretler yapıyormuş. 

Bir bidon benzini yerinden kaldırdığında bir de onun sesini duymuş; "Yapma !".. Herkes sesin geldiği yöne bakmaya başlamış. " Sen ölü değilsin, yapma". Kaybakam ne diyeceğini şaşırmış, " Nasıl yani?. Ben..?" Olduğu yere yığılmış kaybakam, etraf kararmış..

Gözlerini açtığında, bir hastane odasında , temiz bir yatakda uyuyormuş. İlk defa bu kadar rahat uyuduğunu fark etmiş. "Keşke annem de yanımda olsa" diye iç geçirirken,  bir hışımla yataktan kalkıp, annesinin yaşadığı küllüğü aramaya başlamış.

Ağlarken kaybakam, genç bir doktor içeri girmiş. Kaybakam ; "Sadık?" demiş kolunda bir acı hissetmiş. Arkasını döndüğünde bir kadınla gözgöze gelmiş, son gördüğü gözlerde bu gözler olmuş..

Kendine geldiğinde doktor başında bekliyormuş. Kollarını oynatmaya çalışsada, gözlerini bile açık tutacak halinin kalmadığını fark etmiş. "Neden ben buradayım?" demiş kaybakam. 
" Günaydın Kaybakam. Beni hatırladın mı ? Ben senin dostunum. Aynı zamanda bir doktor. Seni kurtarmak için, ne zamandır seni takip ediyordum?.
" Anlamadım" demiş kaybakam, " Beni kimden kurtarmaya çalışıyordunuz?"
" Nasıl söylesem bilemiyorum kaybakam, ama sen hastasın. Psikolojik olarak tedavi görmen gerekiyor."
" Ne hastası, ölüler hastalanmaz ki."
" Sorun da bu ya, sen ölü değilsin kaybakam."

Kaybakamın gözleri fal taşı gibi açılmış. 
" Ama annem..."
" Annen diye gördüğünü söylediğin hayaleti bir tek sen görüyorsun. Başka kims görmüyor."
" Nasıl olur? yaptığımız gösteriler?"
" Kaldığın yıkık evi hatırlıyor musun? O evin bahçesinde tek başına yapıyorsun o gösterileri. "
" Ama seyirciler?"
" Seni kimse seyretmiyor, ama sen olmayan kimseleri görebiliyorsun."
" Ama biz para kazanıyorduk.."
" Para dediğin gazete kağıtları aslında. Evet onlarla alışveriş yapıyorsun, çünkü mahalledeki esnaf seni tanıyor, evsiz, işsiz ve hasta olduğun için istediğin, ihtiyacın olan her şeyi sana veriyorlardı."

Tüm bunları bir an düşünmüş kaybakam.. Gerçekten de bu yaşadıkları kaybakamın hayal gücü olabilir miydi?. " Peki.." dedi kaybakam, " Benim hastalığım ne?". Doktor onun güzel yüzünü avuçları arasına aldı ve hafif gülümsedi, "ŞİZOFREN."

Kaybakam şizofren ne demek bilmiyordu, heralde grip gibi bir şey olsa gerek diye düşündü. İlaç kullanıp geçirebileceği bir şey. Hastalığına takılmamıştı aslında o, sanırım küllükte yaşayan annesini özlüyordu. Keşke hayalet de olsa bir annesi olsaydı.

Uzun bir süre tedavi olan kaybakam, Yakışıklı doktorla evlendi. Ne derseniz deyin gönül bu..:). Hem her şey istediği gibi devam ediyordu. Kocasına söylemese de annesini görmeye devam ediyordu. Bu şekilde onu hep yanında hissediyordu.  Her şey olması gerektiği gibi devam ediyordu.

Onlar erdi muradına, darısı hepimizin başına ;) ;P :D...




3 Mart 2014 Pazartesi