BUYRUN..

HOŞ GELDİNİZ :) ARKANIZA YASLANIN VE TADINI ÇIKARIN..

2 Mart 2013 Cumartesi

DEDEM, KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ, DUDULİ VE BEN

Herkes 'Kırmızı Başlıklı Kız' hikayesini bilir. Hani şu kurdun yediği minik kız var ya, evet evet o saf kızcağız. İşte ben o kızcağızı ilk dinlediğimde minik bir şeydim ama hayal meyal hatırlıyorum dedemin anlattığı o masalları. Zaten dedem 2 masal bilirdi, biri kırmızı başlıklı kız diğeri de "duduli" diye kendi uydurduğu bir masaldı.

Kafası güzel ise dedemin o gün, yatmadan önce duduliyi anlatırdı, eğer o gün demlenmediyse kırmızı başlıklı kız. Şimdi size dedemden dinlediğim o kırmızı başlıklı kız hikayesini anlatacağım, hem de dedemin anlattığı gibi.

Kırmızı başlıklı kız varmış uzun uzun yıllar önce. Bu kıza kırmızı başlıklı kız derlermiş, çünkü onun da kırmızı bir şapkası varmış seninkisi gibi. Hani pazardan almıştık ya (Çok ağlamıştım o şapka için, hatta o şapkayla yatardım ben), o da senden görmüş aynısını almış ona kırmızı başlıklı kız demişler. Bu kız bir gün babaannesine bir sepet ekmek götürüyormuş fırından sıcacık almış, yolda aç bir kurt görmüş. Kurt bu kıza demiş ki; ' Senin ekmeklerin ne kadar da büyük. O ekmekleri bana ver ben çok aç bir kurdum. Hem seni yerim, hem babaanneni. '.Kız ekmekleri kurda vermiş ve kaçmaya başlamış, kaçmış kaçmış kaçmış. Büyük bir ev görmüş, hemen o korkuyla eve girmiş. Evde kel bir oğlanla, bir de yaşlı anası yaşarmış. Kız her şeyi onlara anlatmış.

Keloğlan avcıymış, hemen silahını alıp kurdu aramaya başlamış. Onu ormanda ekmekleri yerken görmüş, kurt keloğlanı tanımış kaçmaya başlamış. Keloğlan ondan daha güçlüymüş onu yakalamış ve karnını yarmış. Yediği ekmekleri çıkarmış karnından kırmızı başlıklı kıza götürmüş. Kırmızı başlıklı kız ekmekleri sepete koymuş, babaannesine götürmüş. Onlar ermiş muradına , biz çıkalım kerevetine. " Ama dede, o tükürüklü ekmek olmaz mı?" diye sorardım her zaman. O da bana hep; " Kızım ekmekler poşetliymiş. Salak kurt çıkarmamış ki poşetten. Fırından alır gibi çıkarmış karnından oh sıcacık ekmek" derdi sonra da kahkaha atardı, ben de kurdun salaklığına güldüğünü sanırdım.

Hele bir de duduli vardı ki, bayılırdım o hikayeye.
"Bir varmış bir yokmuş, bir Duduli varmış. Duduli bir gün yolda yürüyormuş. Belediyenin açtığı bir çukura düşmüş ve ölmüş" derdi uyuyakalırdı, ya da "... kafasına saksı düşmüş ölmüş." derdi vs. Duduli hep ölürdü. Ama ben en çok onu severdim.Çünkü her seferinde farklı şekilde ölüyordu, hep aynı hikaye değildi yani :).

Ben ilk okulda öğrendim kırmızı başlıklı kızın gerçek hikayesini , dedemin anlattığından iyi değildi. Ya da kimse bana dedem gibi anlatmadı gerçek hikayeyi. Hele duduliyi sınıf  arkadaşlarıma anlattığımda onların bilmemesine ne kadar da çok şaşırmıştım. Bence Duduli, türk edebiyatının kazanamadığı bir masal kahramanı ..:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder