BUYRUN..

HOŞ GELDİNİZ :) ARKANIZA YASLANIN VE TADINI ÇIKARIN..

23 Ocak 2013 Çarşamba

"O AN"

Eller anlatır her şeyi bazen.Dil susar, baş eğilir, hatta gözler bile görmez . Bel bükülür, secde edilir, dua edilir.
Dua etmenin belli bir dini, ırkı yoktur. Hatta her dua aynı anlama gelmez mi?. Her dua bir yakarış değil midir, bir sesleniş?
Allah'ın verdiği bir çok nimete şükrediştir dualar.
Bu gün Mevlid Kandili, Peygamber Efendimizin doğum günü olması sebebiyle"O an" ne oldu bilmek istersiniz diye düşündüm.
Hz. Amine doğum anını şöyle anlatıyor;
Nurdan başka bir şey görmüyordum. Doğum anı geldiğinde heybetli bir ses işittim. Ürpermeye başladım. Sonra beyaz bir kuş gördüm , gelip kanadı ile beni sığadı. O andan sonra bendeki korku ve ürpertiden eser kalmadı. Yanımda süt gibi beyaz bir kase şerbet gördüm. O şerbeti bana verdiler. O anda çok susamış idim. Verilen şerbeti içtim. Baldan tatlı ve soğuk idi. İçer içmez susuzluğum gitti. Sonra büyük bir nur gördüm, evim o kadar nurlandı ki; o nurdan başka bir şey görmüyordum. O sırada çok hatun gördüm. Boyları uzun, yüzleri güneş gibi parlıyordu. Etrafımı sarıp bana hizmet eden bu hatunlar Abdü Menaf kabilesinin kızlarına benzerlerdi. Yine o sırada beyaz, uzun ve gökten yere uzanmış ipek bir kumaş gördüm.
Mübarek başını secdeye koydu.
Dediler ki; " Onu insanların gözünden örtün ". O anda bir grup kuş peyda oldu. Ağızları zümrütten, kanatları yakuttandı. Gümüş ibrikler tutarak havada duruyorlardı. Bana korku gelip terlemiştim. Ter damlalarından misk kokusu yayılıyordu. O halde iken gözümden perdeyi kaldırdılar. Doğudan batıya kadar bütün yeryüzünü gördüm. 3 bayrak dikildi. Onların biri doğu, biri batı diğeri de kabenin üstünde idi. Etrafımda çok sayıda melekler toplandı. Yavrum doğar doğmaz, mubarek başını secdeye koydu ve şehadet prmağını kaldırdı. O anda gökten bir parça beyaz bulut indi. Onu kapladı. Bir ses işittim ;" Onu mağribten meşrıka kadar her yerde gezdirin. Ta ki , cümle alem onu, ismiyle, cismiyle, sıfatıyla görsünler." diyordu. Sonra o bulut gözden kayboldu ve yavrumu bir beyaz yünlü kumaş içinde sarılı gördüm. Yine o sırada yüzleri güneş gibi parlayan 3 kişi gördüm. Birinin elinde gümüşten bir ibrik, birinin elinde zümrütten bir leğen, birinin elinde de bir ipek vardı. İbrikten sanki misk damlıyordu. Yavrumu o leğenin içine koydular. Mübarek başını ve ayağını yıkadılar, ipeğe sardılar. Sonra mübarek başına güzel koku sürüp, mübarek gözlerine sürme çektiler ve gözden kayboldular." 
Hayal gücümü sorlasam dahi "O an" taşıyor içimden. Sığmıyor, sığdıramıyorum. Sözcükler akıyor dilimden, şunları işitiyor kulaklarım;
Resulullah Efendimize binlerce salat, binlerce selam olsun.
Hepinizin dualarının kabul olması dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder