BUYRUN..

HOŞ GELDİNİZ :) ARKANIZA YASLANIN VE TADINI ÇIKARIN..

18 Şubat 2013 Pazartesi

FİL KULAKLI KELEBEK İLE, KELEBEK ÖMÜRLÜ FİL

Düşünen yaratıklarız biz, düşünüyoruz. Bazen saçma, bazen gerektiği gibi. Ben  saçma düşünen , bu şekilde mutlu olan, çoğu zaman da bu duruma gülen bir insanım. Zor olan her şey güzeldir bana göre, imkansıza bayılırım. Çoğu zaman da imkansız hayaller kurarım.

Yalnız bir tırtıl yaşamış sen doğmadan önce. Hayat ona ne gösterirse, o da kurallarına eksiksiz uyarmış. Başına ne gelirse gelsin şikayet etmez, sessiz hayatta, sessiz sessiz yaşarmış. Bir gün hayat ve zaman ona koza örmesini emretmiş, o da sessizce boyun eğmiş. Doğa ana, ona yapması gerekeni öğretmiş; iki ters, bir düz, iki ters bir düz..Her şey olması gerektiği gibi olmuş, her şey yapılması gerektiği gibi yapılmış.

Zaman tırtıla vaktin geldiğini haber vermiş, tırtıl ördüğü kozadan sıyrılmış. Herkes şaşkın, herkes sessiz..Beklenen ile gelen arasındaki farkı görmemek imkansız. "Neye dönüştün sen ey tırtıl?" demiş doğa ana. Tırtıl sessiz, tırtıl üzgün. Güzel tırtıl kelebeğe dönüşmesi gerekirken, kanatları olmayan, kocaman fil kulağına benzer bir kulağa sahip, şeffaf renkli canlı bir varlık oluvermiş.

Seneler seneleri kovalamış, bizim kelebek onları yakalamış, Tam 100 senedir her gün ölmeyi beklemiş,  Ama hayat, zaman ve doğa ana onun ölmesine izin vermemiş. Bir çok hayata tanık olmuş, bir çok doğuşa. Her kozadan kendisine benzer bir canlı çıkmasını beklemiş. Ve bir gün....

Tüm canlılar bir kozanın önünde, fısır fısır konuşurken, doğa ananın sesini duymuş kelebek "Neye dönüştün sen ey tırtıl?".Bu soruyu hatırlıyordu. Bir hışımla yarmış kalabalığı, o gövdesinden büyük kulaklarıyla uçmayı öğretmişti zaman. Birden bire durdu, şaşırmıştı. Hiç bu kadar güzel bir canlı görmemişti ömrü boyunca.

Bir kelebek büyüklüğünde fil gördü, tıpkı bir kelebek gibi renkli ve güzel. Kanatları yoktu onun da ama;o kadar güzeldi ki bunu bir tek bizim kelebek fark etti.

Kalabalık dağıldıktan sonra kelebek file yaklaştı, öylece uzun uzun baktı. Minik yavru fil ne olup bittiğinden habersiz, boncuk boncuk baktı ve gülümsedi.  " Uçabiliyor musun?" dedi fil, kelebek "Evet" diyebildi titrek bir sesle. Fil başını yere eğdi, yaşlı gözlerini hortumuyla sildi. Kelebek, " İstersen birlikte uçabiliriz" dedi ve cevabını beklemeden sırtına aldığı gibi fili uçmaya başladılar. Uçtular, uçtular, uçtular..

O kadar mutluydu ki kelebek fille 1000 yıl daha böyle geçirebilirdi. Artık canı sıkılmayacaktı, artık o da mutlu olacaktı.Ama..

Bir günlük fil ömrü, bin yıllık kelebek ömrüne ömür katıp giderken, bizim kelebek tekrar beklemeye başladı; "Sıra kelebek kanatlı filde.."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder