"Uç uç uç böceğim, annen sana terlik papuç alacak.." :)
Ben her türlü böcekten korkarım. Ama bildiğin korkarım yani, tiksinme filan değil bu. Hele böcek ters döndüyse ve bacaklarını hızlı hızlı hareket ettiriyorsa.. Aman Allah !. Çığlık çığlığa kalıveririm oracıkta.
Bir keresinde küçükken hiç unutmuyorum, annem anneannemin kapılarını yağlı boya ile boyuyordu. Bende yaramaz veletlerin yaptığı gibi, o dağınıklıkta bulduğum bir küçük çomağı yağlı boyanın içine sokup, sonra üstüme , yüzüme gözüme makyaj yapıyordum. ( Allah'ım tam dayaklık ya.. Annem çok sabırlıymış). Anneannem örümcek ağlarını temizliyordu ki, yere ince bacaklı örümcek düştü. ( Ben onlara tel örümcek diyorum). Kocamandı. ( Yok bea.. küçük zayıf , cılız bir şey.). Göz göze geldik ve ben kaçmaya başladım. O da arkamdan koşmaya başladı. Ben çığlık atıyordum, anneannem bana gülüyordu ; " Bas üstüne Kaybakam, bas !" diye bağırıyordu arkamdan. Ama ben hala kaçıyordum. En son annemin kucağına atladığımı ve annemin de , " Bak gördün mü, anneyi bunaltırsan örümcekler seni böyle koşturur." dediğini hatırlıyorum.
O değil de, ben o tel örümcekten bile korkarken, uğur böceklerinden neden korkmuyordum acaba? Arkadaşlarımla birlikte bir kutunun içine 'Uç uç böceği' toplamaya giderdik.( Biz uğur böceklerine uç uç böceği derdik). Topladıklarımızı tek tek elimize alıp; "Uç uç uç böceğim, annen sana terlik papuç alacak." derdik. O da uçardı. Biz de; " Kandırdık ya laa !. Anlamadı. Böcekler terlik giyemez ki . salak bu." derdik.
Eğer uçmazsa da;
- " Olum bu yemiyo terlik alacak anası hikayesini."
-" Eee. Sen de bir böceği kandıramadın ha.."
-" Olum benimkisi akıllı valla. Bir şey söyleyim mi?. Bu sinirlenirse bana parmağımı da ısırır. Ben bunun üstüne çok gitmeyeceğim. Korktum len."
-" Saçmalama Salih. Onların dişi yok ki. Ama eline s.çabilir. Çünkü ben bir keresinde görmüştüm."
-" IIğğğğyyy. Saldım gitti."
Sanırım uğur böcekleri daha masum geliyordu bana. En kötüsü elime s.ıçardı o kadar. Seviyordum ben onları. Korkmuyordum. Şimdi aklıma geldi de , onlar bizim hakkımızda ne düşünüyordu acaba?
-" Olum bu insanlar çok mal len Haydar. Bak şimdi uçuyormuş gibi yap , nasıl sevinecekler. "
-" Olum işin yoksa git bir de eve kadar uç. Getirdiler bizi buraya kadar veletler. Ah şeytan diyor ki ısır bir iki tanesini. Bak bakalım bir daha seni alıyorlar mı !"
-" Uyma len şeytana bunlar daha küçük. Büyüyünce zaten işleri olmaz bizimle. O değil de Haydar, bize kendi aralarında 'Uğur Böceği' diyorlarmış duydun mu?
-" Yok artık ! Uğur kim olum?"
-" Öyle değil len !. Uğur getiriyormuşuz onlara."
-" Yav git işine Sadullah !.Benim kendime hayrım yok. Bir ton işim var, buralardayım hala. Bir kamyon yaprak sipariş ettim eve, çoktan gelmiştir. Kış geliyor. Ben gidiyorum geliyor musun?"
-" Geliyorum geliyorum. Şey.. Bir kaç kilo yaprak borç verir misin kardeşim. Param olunca veririm."
-" Ayıp ediyosun kardeşim, her zaman.."
-" Aslanımsın be.. Bak hakkatten uğur böceğisin, bana uğur getirdin Haydar. "
-" Öff.. Hadi be sende. Uç uç uç böceğim, annen sana terlik papuç alacak Sadullah.."
(hahahaha.. Gülüşmeler)
Böyleyken böyle hanımlar ,beyler. Şükürler olsun , bu gün de saçmaladık elhamdülillah :)
Kaybakam Hanım, ilginç hikayeleriniz ile tanışmam yaklaşık bi haftayı buldu. Bloglar arasında gezinirken kendimi sizin hikayemsi masallarınızda buldum diyebilirim :) "Böyleyken böyle hanımlar ,beyler. Şükürler olsun , bu gün de saçmaladık elhamdülillah :)" Takibinizdeyim haberiniz olsun...
YanıtlaSilBeğendiğinize sevindim. Ayrıca yorumunuz için de teşekkür ederim, beni motive ettiniz. Öyle ki şu anda size cevap yerine yeni bir blog bile yazabilirim..:)
Sil