BUYRUN..

HOŞ GELDİNİZ :) ARKANIZA YASLANIN VE TADINI ÇIKARIN..

4 Nisan 2014 Cuma

LAY LAY LOM GALİBAAA....:)


Bakın size ne buldum...:).. İlk yazmaya başladığım zaman yazmış olduğum hikayelerden biri.. :). Umarım beğenirsiniz. Bu hikayelerimi kaybetmek istemiyorum kaybaklarımmm :(.. Benim için her biri çok değerli..Haydin okuyun bakemm:)..


"Nasıl geçti habersiz,
O güzelim yıllarım.."

Yine takıldı dilime bu şarkı. Sanki ruhum 100 yaşına yeni basmış bir ergen. Merak etmeyin yakında bu tabirlerime alışacaksınız ( Öyle olmasını umuyorum ).

Sınavlarımı atlatmışım, keyfime diyecek de yok hani. Oh devlet yurduna gizliden 'Kettle' de soktum sıcak sıcak çay, kahve içebiliyorum.( Aman aramızda kalsın. Diğer türlü gece 12'den aşağı zebillerden sıcak su akmıyor napabilirdim ki.) . İsterseniz buyrun gelin bir kahvemi için :). Tanışırız, muhabbet sohbet etmiş oluruz hem. Gelirseniz çayınızı da almayı unutmayın, şeker bizde var :)  (Öğrencilik halleri işte).

Sizi 100 yaşındaki ergen bedenimle tanıştırayım biraz da. Kilo problemi yaşıyor kendileri bu aralar. Aslında takıtılı bir ruh hali var. Hiç de hayra alamet değil ama neyse. 10 kilo kadar vermek istiyormuş sözde. Annem ona yalvarıyor ; "Yapma 'Adı yok', Seda Sayan'a çıkan 19 kiloluk Hatice gibi mi olmak istiyorsun? Öldüreceksin kendini ." Ama o dinlemiyor. Aslında biraz da annemin abartması, alt tarafı 50 kilo olacak canım 'Adı Yok' ne var. Ama yok, ben tombalak olsam annemin daha çok hoşuna gidecek ben biliyorum.

Yurdun arka bahçesine indik kızlarla spor yapmaya. İki yuvarlandık hemen; "Ayh.. Oy. Çok yoruldum ya.. Yeter artık çıkalım odaya" diye sızlanmalar başladı. Abartmıyorum 15 dk. bile olmamıştı henüz. Hemen elimi adını bilmedim o spor aletinin tutma yerlerine vurdum; "Hayır !" dedim, "Benim de adım 'Adı yok' ise bu gün bu spor 1 saat boyunca yapılacak.". Herkes şaşırmış bana bakıyordu. Bir tanesi dayanamayıp sordu; "Tatlım ya bir problem mi var, neden bu kadar sinirlisin?". Ona bir Kadir İnanır bakışı attım ki sinirli olduğumu anlasın; aynı zamanda da ne yapacağım belli olmaz fazla da üstüme gelmesin. (- Seviyorum de, +Nayır... filan vardı ya. Hani sevse de sevmese de dayak yiyen kadın. Öyle bir bakıştı işte benimkisi de ne yapacağım belli olmaz. Aynı zaman da da fakir ama gururlu bakışıydı bu)

"Bir problem yok " dedim. "Sizz... İki yüzlüler.!. Daha bu sabah 'Su içsem yarıyor' diyen sizz.. " dedim ve devam ettim;
-" Sen Domates. Bu yaz sevgilinle barışma hayalleri kurmuyor muydun?. Zayıf ve alımlı Salatalık senin elinden fiziğiyle çalmamışmıydı enişte beyi?"
-"....."( Domates, sessiz bir şekilde yere bakıyordu. Utanmıştı, gözleri dolmuştu)
-" Peki ya seni Yogi? Ey Yogi.. Ayı Yogi.. Sen ki aramızdaki en kilolu olansın. Sen bizden daha hevesli değil miydin zayıflamaya. Bıkmadın mı XXXL kıyafetlerinden? Len senin adın neydi, bak adını bile 'Yogi' olarak hatırlıyorum. Hoşuna mı gidiyor bu durum?"
-" ..."( Ağlıyordu.)
-" Bizi küçük gören erkeklere ders vermeye çalışmayacak mıydık?. Yine 'Yürüyen goriller geliyor.. hihihi..' gibi sözler mi işitmek istiyorsunuz?. Blabla bla..." Bir sürü şey söylemiştim. Herkes sessiz, sadece beni dinliyordu.
Konuşmamı bitirdiğimde, 7 kişi olduğumuzu fark ettim. Oysa biz 3 kişi spora inmiştik. Anlaşılan duyanlar da nasibini almıştı bu konuşmadan. "Haydi bakalım herkes iş başına ." dedim. 

SONUÇ : Kendimi yatağa nasıl attım hatırlamıyorum. En son duyduğum ses ; "Ölmek var, dönmek yok!. Burası SURVİVEERRR !" diye bağıran Yogi'nin sesiydi. Ama gülmeye halim yoktu.



2 yorum:

  1. Sevgili Kaybakam hanım, çok eğlenceli bir yazı olmuş, ellerine sağlık... bloğunu yeni keşfettim ve hemen takip listeme aldım. Seni de kendi blog sayfama beklerim. Sevgiler...
    bilgicellim.blogspot.com.tr

    YanıtlaSil
  2. Öncelikle teşekkür ederim Neriman hanımcımm..:) Bu arada blogunu inceledim. Oldukça yararlı bir blog. Emeğine sağlık

    YanıtlaSil